AYM Başkanı: 'Adalet terazisi hak ve haklıyı gözeterek kullanılmalı”
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kuruluşunun 63. yıldönümünde Erdoğan'ın da katıldığı etkinlikte konuşan Kadir Özkaya, "Toplumun düzeni ile bireylerin haklarının korunmasında en önemli etken adalettir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Anayasa Mahkemesinin 63. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen törene katıldı.

Törende konuşan AYM Başkanı Kadir Özkaya "Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı ancak o faaliyeti yürütecek olan bağımsız ve tarafsız hâkimlerin varlığıyla mümkündür. Hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk yargısal faaliyetlerin baş aktörleri olan hâkim ve savcılara aittir. Dolayısıyla tüm hâkim ve savcılar iç dünyalarındaki öznel duygu ve düşünceleri de dâhil olmak üzere herhangi bir dışsal etki altında kalmadan, çekinmeden, endişe duymadan, tarafsız bir tutumla pozitif hukuk düzeninin öngördüğü çerçeve içinde özgürce karar vermelidirler" dedi.
Ardından Kuran-ı Kerim'den alıntı yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur. Düzen ortadan kalkar. Herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden kargaşa çıkmaması için adalet terazisi daima hak ve haklıyı gözeterek kullanılmalı ve daima adaletle hükmedilmelidir. Haksız olduğu halde haklıymış gibi kavga çıkaranlara, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlere, hakkı olanı değil kendinden olanı adalet sananlara da hiçbir zaman hiçbir koşulda prim verilmemelidir. İyilik veya kötülüğün hardal tanesi kadar da olsa bir kayanın içinde saklı da olsa, yahut göklerin veya yerin herhangi bir yerinde de bulunsa bir gün mutlaka karşımıza çıkacağı ve bizden hesap sorulacağı unutulmamalıdır. Bu bağlamda kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'in kimseyi en küçük bir haksızlığa uğratmayacak hardal tanesi ağırlığında iyi ya da kötü basit bir şey bile olsa yapılanları dosdoğru tartacak olan hassas terazilerin bir gün mutlaka kurulacağını bugün herkesi ve her şeyi sorguya çekerek adalet dağıtmaya çalışan ve geçici olan bizlere de sıranın geleceğini bizlerin de bir gün mutlaka sorguya çekileceğimizi söylediğini, aynı veya benzer kuralların diğer kutsal kitaplarda da yer aldığını belirtmem gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bir gün mutlaka mizan kurulacak bütün defterler dürülecek, hesabı bizden sorulacaktır. Hal böyle olunca o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim."
“Adaletin sağlanmasında en önemli sorumluluk hâkim ve savcıların”
Özkaya; dünyanın her yerinde, her toplumda, o topluma ilişkin anayasal kimliği ya da o topluma ilişkin ortak toplumsal kimliği oluşturan ilke ve değerlerin en önemli güvencesinin bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı olduğunu belirtti.
Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığının da ancak o faaliyeti yürütecek olan bağımsız ve tarafsız hâkimlerin varlığıyla mümkün olduğunu Özkaya, şöyle devam etti:
“Hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk yargısal faaliyetlerin başaktörleri olan hâkim ve savcılara aittir. Hiçbir neden, hâkim ve savcıları, hakkı ayakta tutmaktan asla alıkoymamalı; adaletsiz davranmaya yöneltmemelidir. Kanaatimizce, adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar, herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden kargaşa çıkmaması için adalet terazisi daima hak ve haklıyı gözeterek kullanılmalı ve daima adaletle hükmedilmelidir.
Yapılan iyilik veya kötülüğün hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, yahut göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa bir gün mutlaka karşımıza çıkacağı ve bizden bunun hesabının sorulacağı unutulmamalıdır. Dolayısıyla bir gün mutlaka mizan kurulacak, bütün defterler dürülecek, hesabı bizlerden sorulacak. Hâl böyle olunca o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim, uygulamada adalet ve hukuk devleti ilkesine ilişkin kazanımlarımızı titizlikle muhafaza etmeye çalışalım.”
“Yapılan zulümlere bir önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir”
Özkaya dünyanın dört bir yanında, güç ve zenginlik kaynaklı üstten bakış, faklı dinî inançlara olan düşmanlık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, ayrımcılık gibi sosyolojik virüslerden kaynaklı olarak yaşanan savaşlar, haksızlıklar, zulümler ve eşitsizliklerin vicdanları kanatan derin yaralar açtığını ifade edip şu eklemeleri yaptı:
“Barış ve adaletin kıymeti, her geçen gün daha da fazla hissedilir hâle geliyor. Küresel ölçekte yaşanan derin eşitsizlikler, ağır ekonomik krizler, adil olmayan bölüşüm sistemleri ve uluslararası hukuk ihlalleri; göç krizinden çevre felaketlerine kadar birçok sorunun yapısal nedenleri olarak karşımıza çıkıyor ve ne yazık ki uluslararası toplumun da bu sorunlara çoğu zaman geçici çözümlerle yaklaştığı hatta çoğu zaman gözünü ve vicdanını kapattığı gözlemleniyor.
Oysa Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sergilenen zulme, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin ihlallere, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mağdur ve mazlum insanlara karşı yapılan insanlık dışı muamelelere gözler ve vicdanlar kapatılmamalıdır. Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk vb. hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu; insan olmanın zorunlu bir sonucu, yaşamsal bir vicdani borcudur. Bu nedenle tüm toplumlar koşulları zorlayarak da olsa iş birliğini güçlendirmek, güveni tesis etmek, mevcut ve gelecek nesilleri güvence altına almak için daha kapsayıcı ve adil bir dünya inşa etmeye çaba sarf etmek zorundadır.
Duyulması ve karşılık verilmesi umuduyla tüm dünyaya sesleniyorum. İnsanlık olarak geleceğimizi kendi ellerimizle çıkmaza düşürmeyelim. Unutmayalım ki barış, ancak ahlak ve adaletin hüküm sürdüğü bir dünyada mümkündür.”
“Misyonumuz hukukun üstünlüğünü korumaktır”
Özkaya, bu yıl 63. kuruluş yıldönümünü kutlayan Anayasa Mahkemesinin hukukun üstünlüğünü sağlama ve normların Anayasa’ya uygunluğunu denetleme bağlamında önemli sorumluluklar üstlendiğini ifade etti.
Tarih: 27-04-2025