www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Suriye’de bölgesel barışın anahtarı : Türkmenler

İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları, bölgedeki kaosu derinleştirirken; Dürzi unsurların İsrail’le kurduğu gizli ve açık ilişkiler ve iç savaşı körükleyen ayaklanma çağrıları, ülkenin birlik ve güvenliği açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Aynı şekilde, ABD’nin himayesinde hareket eden ayrılıkçı Kürt terör örgütleri, Suriye’nin kuzeyini fiilen parçalamaya çalışmaktadır.

Bu karmaşık denklemde, ne İsrail’in maşası olan gruplar ne de dış güçlerin taşeronu olan yapılar çözüm değildir. Gerçek çözüm, yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan, devlete bağlılığını her şartta koruyan, Türkmenlerin milli ve stratejik rolünün güçlendirilmesidir. Türkmenler; Suriye’nin birliği, Türkiye’nin güvenliği ve bölge barışı için vazgeçilmez bir güçtür.

Suriye, tarih boyunca birçok medeniyetin ve halkın geçiş noktası olmuş, bu özelliğiyle çok katmanlı bir etnik ve mezhebi yapıyı bünyesinde barındırmıştır. Bu çeşitlilik, ülkedeki çatışma ve ittifak dinamiklerini şekillendiren temel unsurların başında gelmektedir. Arap, Kürt, Türkmen, Dürzi, Nusayri (Alevi), Süryani, Ermeni, Çerkes ve diğer topluluklar, Suriye topraklarında hem etnik kimliklerini hem de dini/mezhebi aidiyetlerini koruyarak yaşamlarını sürdürmüştür.

Bu mozaik yapı içerisinde Suriye Türkmenleri, hem tarihsel derinlikleri hem de bugünkü demografik ağırlıklarıyla, Suriye’nin geleceği açısından stratejik öneme sahip en asli unsurların başında gelmektedir.

Suriye’de Etnik ve Mezhebi Yapı: Genel Bakış

Suriye’nin etnik ve mezhebi kompozisyonu yaklaşık olarak aşağıdaki şekildedir:

Yaklaşık Oran

Arap Sünniler
%60-65
Ülkenin çoğunluğu; farklı kabile ve bölgesel kimliklere sahip.

Kürtler
%10-12
Özellikle kuzeydoğuda (Kamışlı, Ayn el-Arab, Afrin) yoğunlaşmışlardır.

Türkmenler
%8-10
Halep, Lazkiye, Humus, Hama, Rakka, Golan ve Bayır-Bucak gibi bölgelerde tarihsel varlık sahibidirler.

Nusayriler (Aleviler)

%10-12
Devrik Esat rejiminin ana omurgasını oluşturan mezhebi grup. Esed ailesi bu gruba mensuptur.

Dürziler
%3-4
Güneybatıda (Cebel-i Dürzi bölgesi) yaşarlar.

Hristiyanlar
%5-6
Süryani, Ermeni, Maruni gibi alt gruplar içerir.

Diğer
%1-2
Çerkes, İsmaili ve küçük diğer etnik/dini topluluklar.

Suriye Türkmenleri

Suriye Türkmenleri, Anadolu Selçuklu ve özellikle de Memlük ve Osmanlı dönemlerinde bugünkü Suriye topraklarına yerleşmiş Türk boylarının torunlarıdır. 11. yüzyıldan itibaren Türkistan, Azerbaycan, Horasan ve Anadolu’dan gelen Türkmenler, Halep’ten Lazkiye’ye, Humus’tan Şam’a kadar geniş bir coğrafyada yerleşmişlerdir.

Bayır-Bucak, Çobanbey, Cerablus, Azez, Hama, Humus ve Rakka hattındaki Türkmen köyleri, Suriye’deki Türk varlığının derin izlerini taşır. Osmanlı döneminde devlet kademelerinde etkin olan Türkmenler, özellikle kırsal idare ve güvenlik teşkilatlarında önemli roller üstlenmiştir.

Suriye İç Savaşı öncesi nüfusları 2 ila 3 milyon arasında tahmin edilmekteydi. Savaşla birlikte yoğun bir göç ve zorunlu yer değiştirme süreci yaşayan Türkmenlerin bir kısmı Türkiye’ye, Irak’a ve Avrupa ülkelerine sığınmak zorunda kalmıştır. Ancak Suriye içinde kalan Türkmen varlığı hâlâ güçlüdür:
• Halep Türkmenleri: Suriye Türkmenlerinin en büyük koludur.
• Bayır-Bucak Türkmenleri: Lazkiye kırsalında yaşarlar, rejim tarafından sürekli baskıya uğramışlardır.
• Humus ve Hama Türkmenleri: Orta Suriye’de asimile edilmek istenmişlerdir ama direnişlerini korumuşlardır.
• Rakka ve Deyrizor Türkmenleri: IŞİD ve PKK-PYD baskısıyla büyük trajediler yaşamışlardır.

Türkmenler sadece savaşın değil, kimliksizleştirmenin ve kültürel asimilasyonun da hedefi olmuştur. Kendi dillerinde eğitim verememiş, siyasi haklardan mahrum bırakılmış, yerel yönetime katılımları engellenmiştir.

Türkmenlerin Suriye’deki varlığı, sadece bir etnik çeşitlilik değil, aynı zamanda bölgesel barışın anahtarı olarak da değerlendirilmelidir. Çünkü:
• Türkmenler Arap ve Kürt toplulukları arasında köprü görevi görebilecek bir potansiyele sahiptir.
• Sünni inanç yapısıyla, mezhep çatışmalarında ılımlı ve birleştirici bir çizgiyi temsil edebilirler.
• Türkiye ile olan tarihî ve kültürel bağları sayesinde, Ankara’nın bölgedeki meşru ve dengeli müdahalesinin zeminini güçlendirirler.
• Esed rejiminin baskıcı politikalarına rağmen ayrılıkçı değil birlikçi ve devletin bütünlüğünü savunan bir çizgi benimsemişlerdir.

Dürzi, Nusayri ve Kürt Ayrılıkçı Hareketleri

Dürziler

Cebel-i Dürzi bölgesinde yoğunlaşan bu grup, tarihi boyunca Osmanlı’ya karşı birkaç kez isyan etmiş, özellikle Suriye iç savaşında kimi zaman rejimle, kimi zaman İsrail’le temasa geçerek pragmatik bir yol izlemiştir. Kimliklerini koruma adına zaman zaman ayrılıkçı eğilimler göstermişlerdir.

Nusayriler (Aleviler)

Esed rejiminin temel dayanağı azınlık bir toplum olan Nusayriler’di. Devletin ordu ve istihbarat kadrolarının önemli kısmı bu gruba mensuptu. Ancak bu mezhebi ayrıcalık, Suriye’nin bütünlüğü açısından ciddi sorunlar yaratmıştır.

Kürtler

Kuzeydoğu Suriye’de PYD/YPG’nin öncülüğünde ABD destekli bir “özerk bölge” kurma çabası ciddi güvenlik ve bütünlük riski doğurmuştur. Aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğüne açık bir tehdittir.

Türkmenler, devlete ihanet etmemiş; Suriye’nin birliği için hep sorumlulukla hareket etmiştir.
Türkiye’nin Suriye politikasında Türkmen meselesi daha belirgin bir öncelik hâline gelmelidir. Zira:
• Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi askeri harekâtlar, Türkmen bölgelerinde gerçekleştirilmiş ve buralar terör örgütlerinden temizlenmiştir.
• Türkiye’nin desteklediği yerel meclisler, sağlık ve eğitim hizmetleri doğrudan Türkmen nüfusu da etkilemektedir.
• Türkiye, siyasi çözüm müzakerelerinde Türkmenlerin sesini ve temsiliyetini daha güçlü savunmalıdır.
Suriye’nin geleceği; mezhepçi, etnikçi, ayrılıkçı yapılar üzerine değil; tarihî, kültürel ve toplumsal bütünlüğü sağlayan birlikçi ve dayanışmacı halklar üzerine inşa edilebilir. Bu noktada Türkmenler, geçmişte olduğu gibi bugün de hem Suriye’nin hem bölgenin barış ve istikrarına katkı sunacak en önemli halklardan biridir.
Türkmenlerin yok sayıldığı bir çözüm, ne gerçekçi olur ne de kalıcı.

POLOMİK HABER

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI