www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

BELEDİYECİLİK VE HALKA HİZMETTE SİYASET OLAMAZ.

                

    BELEDİYECİLİK VE HALKA HİZMETTE SİYASET OLAMAZ.

      Sayın okurlarım: bugünkü köşe yazıma hepinize saygı ve hürmetlerimi ileterek başlamak istiyorum.

       Ülkemizde o kadar çok sorun var ki, elime kalemi alıp yazmak istiyorum, ama öfkemden yazmak istemiyorum. Yazanı içeri atıyorlarmış, atarlarsa atsınlar. Ülkemizde artık hapse girenin değeri artıyor, bakın Sayın Recep Tayyip Erdoğan hapse girdi, çıktı ve Cumhurbaşkanı oldu. Hali hazırda hapiste suçsuz yere yatan birçok siyasi tutuklu yarın çıktığında katma değeri artacak ve belki bire Cumhurbaşkanı, Milletvekili, Belediye Başkanı olacaklar. Aynı şu an yaşamaya hazırlandığımız elli bini geçkin asker, sivil vatandaşı katleden eli kanlı katil apo ve diğer eli kanlı, daha dün 12 askerimizin şehit edilmesinden sorumlu elleri kanlı katil terör üyeleri yarın inanıyorum ki bir baltaya sap olmak için aday olacaklardır. Hatta milletin meclisi, yüce Türkiye Büyük Millet Meclisine girecekler ve milletvekili olacaklardır. Hiçbir mok olamayan vasıfsızlar ise şehir magandalığı, mafyalığı ve eşkıyalığı yapmaya devam edeceklerdir. Bu da halkı iç savaşa doğru sürüklemek için yeterli, sebep olacaktır. Bu nedenle; yazımın başında her ne kadar teröre parmak basmış olsam da bugün asıl belediyecilikte asıl olan halka hizmet, temizlik konusuna değineceğim.

       Her sabah kalkıp alış veriş için dışarı çıktığımda yollarda gördüğüm temizlik konusundaki manzara, halka hizmetin dikkate alınmadığı ve önemsenmediğini görüyorum.  Yaptığımız en büyük yanlış, takım tutar gibi parti tutmak ve hizmete değil, belediyeyi kaptırmamak adına particilik yapmaktır. Bu da millet olarak yeterince hizmet almamıza engel olmaktadır. Yıllardır Cumhuriyet Halk Partisine mensup İzmir Büyükşehir ve diğer Belediye Başkanları, sorumlu oldukları bölgelerde elle tutulur bir hizmeti görememenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bahane hazır, yeterince devlet desteğini alamamaktan söz ediyorlar. Oysa bazı hizmetler vardır ki liyakat ister, bazı insanlar işçi olarak doğmuş, işçi olarak yaşarlar, yöneticilik sıfatı sıfırdır. Bazı insanlar ise yönetmeyi severler, yöneticilik sıfatı on numaradır, ancak; işçi olmayı beceremezler. Geçen günlerde İzmir ili Hilal İzban istasyonu ile Tepecik Askerlik Şubeleri arasında kalan ve İzban sorumluluğundaki otluk ve ağaçlık alanın ot temizliğinin yapılması konusunda Cimer’e talepte bulunmuştum. Amacım hangi kurumun sorumluluğundaysa bu bölgede kurumuş otlarla dolu çam ağaçlarının da yoğun olduğu bu bölgeye sorumsuzca atılabilecek bir sigara izmariti veya cam şişe yangına sebep olabileceği, bu nedenle bölgenin kimin sorumluluğundaysa acilen temizlenmesinin gerektiğini belirtmiştim. Cimer, sorumlu olarak gördüğü İzmir Büyükşehir Belediyesine yazıyı havale etmiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi bana gönderdiği yazıda ot temizliği görevinin kendilerinde olmadığını belirten yazı ile konuyu kapatmışlardır. Oysa; görev sorumluluk alanına giren İZBAN işletmesinin, dolayısı ile Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığının bünyesindedir. Kısacası halkın şikayet ve önerileri de tiye alınmaktadır.

 Belediyecilik, hem yöneticilik, hem de işçi, olmayı gerektirir. Belediye Başkanlıklarının görev anlayışı içinde hem yönetici olmalı, hem de işçi olarak düşünmeli, gerektiğinde empati yapmalı, kendini işçinin yerine koyup, ülkemizin mevcut hayat standartlarının ne altında, ne de üstünde maaş vermemelidir. Görevini layıkıyla yapana ödül, yapmayana da ilk önce ihtar ve ceza, gerektiğinde de işten çıkartarak hizmetin kalitesini koruyacaksın. Hoş bu CHP’ye özgü bir sorun değil, daha önce ikamet ettiğim AKP’nin kalesi olarak görünen Sakarya ve merkez ilçelerinde de benzer aksaklıkları bizzat yaşadım. Sözün özü, hizmetin partisel siyaseti olamaz, olmamalıdır. Takıldık ya AKP, ya da CHP furyasına akıntıya kapıldık gidiyoruz. Belediyeler su abonelerinden her ay çevre temizlik vergisini ayrı, atık su vergisini ayrı, çöp vergisini de ayrı alıyor. Ancak; sokağa çıktığımda gördüğüm manzara tam bir rezalet!!!! Belediyelerin temizlik aracı sokaklardaki çöp konteynerlerindeki çöpleri alıyorlar, ama konteyner dışındaki taşan çöpleri almıyorlar, neymiş efendim çöpü konteyner içine neden atmamış vatandaş? Çöp konteyneri dışındaki ağaç dalları, evsel mobilya atıkları alınmıyor, bu atıklar, temizlik görevlilerince diğer belediye araçlarıyla alınacak deniyor ve çevre temizliğine hiç de önem verilmiyor. Sokaklar, caddeler çöp, naylon vs. atıklarla dolu!!  Yapamıyorsan, bırak bir yapana!!! Yapamıyorsa, siyaseti bir yana bırak, partiyi de bir yana bırak ve liyakatli bir yapan ama parti adayı olsun, ama bağımsız aday olsun ver bir dönem oyunu ve seç belediye başkanı olarak, yapamadı mı, bir daha ki seçimde değiştirmek senin seçimindir. Belediyecilik anlayışında böyle dağınık ve keşmekeşliği en çok İzmir ili ve merkez ilçelerinde yaşamaktayız. Denizli ve Aydın ili ve ilçelerinde de, Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları görev yapıyor,  ancak; buralarda gördüğüm temizlik anlayışı diğer belediyelere örnek olmalıdır. Sabahın erken vakti sokaklardaki görevlerine başlayan temizlik görevleri sokak sokak dolaşıp, sokaklarda bir sigara izmariti, bir çöp dahi olsa temizliyorlar ve halk bu çalışmalardan oldukça memnun.

            Sayın Okurlarım sizleri daha da sıkmamak için sözlerime noktalıyorum ve Belediyelere sesleniyorum. Halka layık olmak ve haklı olarak oy almak ve seçilmek istiyorsanız, sadece park, bahçe yaparak değil, temiz ve yaşanacak şehir anlayışı ile çalışma yapın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI