Kamil Süren

BU ÜLKEYE DÜŞMANLIK KİMLERİN İŞİ ?

               Türkiye Cumhuriyeti ; Edirne’den Kars’a, Hakkari’den Efeler diyarı Aydın’ın en ücra köşesindeki Didim, diğer tarafta Muğla ilimizin Ege denizinde biten Bodrum ilçemize kadar bir bütündür.  Kanla alınmış, yüzbinlerce Mehmetçiğimizin kanlarıyla boyanmış al bayrağımızın dalgalandığı savaşarak kazanılmış topraklarımızın üzerinde hain emellere sahip her kim varsa, ama iç düşmanlar, ama dış düşmanlara sesleniyorum. Bu vatan, kanla, kadını ve erkeği ile çoluk çocuk Türk halkıyla, emperyalist ülkelerin baskıları ve kuşatmalarından korkmadan savaşmış ve zafer kazanmış Türkoğlu %Türk milletinin topraklarıdır ve adı VATAN’dır. Kanla, savaşla kazanılmış vatan toprağı satın alınmadığı gibi satılamaz. Bu böyle biline !!! İstiklal marşının ilk mısralarında yazılmış, sadece yazıtlarda mı zannettiniz bu marşımızın sözlerini? Yooo yo yo, asla sadece yazıtlarda olmayan bu istiklal marşı, bağımsızlık marşımızda da Vatan toprağımız, yokluk içindeki Türk milletinin tırnaklarıyla, korkusuzca savaştığı Kurtuluş savaşı, Çanakkale savaşı, Sakarya Meydan muharebesi ve daha bir çok savaşların sonunda başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla Türk milletinin bağımsızlık savaşları tüm düşmanlarımıza şunu bir kez daha hatırlatsın. Dünya’nın en ücra köşesindeki türk kanını yok etmedikçe bu topraklar üzerinde emellerinize ulaşamayacaksınız. Amacımız ve emelimiz hiçbir zaman siyasi olmamıştır. 86 milyon Türk halkının tek düşüncesi ekonomik sıkıntılar ve toprak bütünlüğümüzün idamesinin söz konusu olduğu günümüzde halkı sokağa dökmenin hiç kimseye yararı yoktur. İktidarın ise hiç böyle bir iç karşıklıktan nemalanacağı zannnedilmesin. Ben şahsım olarak 25 yıl Türk Silahlı Kuvvetlerinin her birlik, karargah ve kurumlarında tek düşüncesi ve amacı hakkaniyetle görev yapmak olan birisi olarak, mesai saatlerini düşünmeden gece ve gündüz görev yaptık ve yine söylüyorum ki tek düşüncemiz görevimizi layıkıyla yapmaktı. Yeri geldi uzun zaman çoluk çocuğumuzdan ayrı kaldık. Ama asla ülkemizin satılmasını düşünmedik, satmaya kalkanlara da sözüm asla böyle bir aptallığa tevessül etmesinler. Kimden bu korkumuz, sokaklara çıkan en doğal hakkı olan yanlış yönetimi eleştirmek olan öğrencisi, emeklisi, esnafı, kadını ve erkeği ile milyonlardan mı korkuyoruz. Asla; onlardan asla korkmayın, çünkü onlar sizin düşmanınız değil, milletinizdir. Ancak; siz bu ülkeye düşman bir yönetimseniz ki asla böyle bir yakıştırmayı size konduramam. Ama gerçekten böyle bir düşünceniz söz konusu ise işte o zaman bu halktan gerçekten korkun. Çünkü Türk milleti, ne Fransa’daki gibi sokak çatışmaları, ne de Rusya - Ukrayna arasındaki savaş olmaz. Ülkemizin çevresinde canavar ülkeler komşumuzken, diğer tarafta okyanus ötesinde dahi en büyük düşmanlarımız tetikte, zayıf düşeceğimiz günü bekliyor. Düşmanlarımızın, tüm kollardan içimize gönderdiği düşman kuvvetleriyle ağzını açmış bekleyen timsahlar, köpek balıkları misali beklediklerini asla unutmayın. Bugüne kadar kesinlikle sabit bir siyasi partinin boyunduruğunda kalmamış biri olarak Atatürk’ün kurduğu bağımsız, layık, demokratik Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet idamesinden yana olan her siyasi partinin iktidar olmasından yana olan biriyim. Yeri geldi DSP’de, yeri geldi MHP’de, son olarak da İYİ Partinin kuruluşunda emek harcamış, yöneticilik yapmış biriyim. Ancak; her partinin kendince Atatürk’ün ilkelerinin hepsini aynı anda anmaması, ilke olarak benimsememesi nedeniyle uzaklaştım. Hatasıyla, sevabıyla hepsini ambleminde ve bayrağında taşıyan Cumhuriyet Halk Partisinin Türk halkını ve tüm siyasi partileri kuva- i milli ruhu ile bir arada toplaması ve ülkenin genel refahı için birlikte hareket etme faaliyetlerini takdirle karşılıyorum. Ülkeyi bölmeye, halkı birbirine düşürmeye yönelik iktidar ve muhalefet çatışmalarının bize bir yararı olmadığı gibi ülkeyi zor durumlara düşürmektedir. Derhal iktidar ve muhalefetin kısır çatışmaları bırakıp, milletin sizlere verdiği oyların karşılığı adam gibi ülkenin yönetimini  yürütün. Yürütemeyenler de bıraksınlar da ülkeyi bitirmeden yönetebileceklere devretsin. Bu ülke padişahlıkla yönetilmiyor. Koltuk ebediyen tek adama devredilemez. Bu ülkenin yönetim biçimi demokrasi ve adı Türkiye Cumhuriyeti olup, bu ilkeleri unutan her kim olursa ülkeye ve kendi yönetimlerine zarar verdiklerini unutmasınlar.

               Son sözüm olarak, insanlara korku değil, sevecenlikle yaklaşan bir iktidarın ülkenin %50 ‘sini değil, 86 milyonunu kucaklayan bir iktidar olarak devam etmesi dileğimle herkese saygılarımı sunuyor, mübarek RAMAZAN BAYRAMI’ nızı can-ı gönülden kutluyorum.    SAYGILARIMLA

                                                                                                                                                                                                                                                                KAMİL SÜREN

                                                                                                                                                                                                                                                                EMEKLİ ASB.

                                                                                                                                                                                                                                                                HALKIN SESİ