www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Özgür Basın Susturulmasın!

‘Anayasal’ kurum RTÜK tarafından Adalet ve Kalkınma Partili üyelerin oylarıyla, Milyonlarca yurttaşın tüm dünyada güvenerek izlediği  iki önemli TV kanalına 10 günlük karartma cezası verildi.  Diğer özgür basınada sudan sebeplerle para cezaları günlük olay haline geldi.

Matbuat serbestliği 8 Ağustos 1909’dan bugüne anayasal güvencede. “Madde 12- Matbuat kanun dairesinde serbesttir. Hiçbir veçhile kableltab teftiş (basımdan önce denetim) ve muayeneye tabi tutulamaz.” der. 1909 da sansür kanunla yasaklanmış.

Ulusal basının %95 i aynı tornadan çıkmış gibi yayın yaparken (çoğunlukla haber başlıkları bile aynı) bir elin parmakları kadar yayın kuruluşu özgür basın olarak adlandırılmakta ve izlenirliği %95’lik basının önünde. Özgür basın emekliler, asgari ücret, iş kazaları, enflasyon, hayat pahalılığı gibi halkın gerçek gündemini  işlerken diğer basın halkın gündemini görmezden gelmesi izlenirliğini azaltıyor penguen basın diye adlandırılıyor.

 Fatih Altaylı’nın boş koltuğunun yandaş kanallardan çok izleniyor oluşu ülke medyası hakkında bir şeyler söylüyor. İnternet üzerinden yayın yapan gazeteciler epey seyrediliyor ve tartışma yaratıyor. İlginç olan iktidar sosyal medyadan gazetecilik yapanlardan bile rahatsız. HalkTv’den ayrılar ‘onlar’ kanalı ile ülkedeki kanunsuzluklar, yolsuzlukları bir bir deşifre eden gazeteciler en çok takip edilen kanallardan oldular.

Bir çok evde HalkTv, Sözcü, Now, Tele1 dışında haber kanalı izlenmiyor.

Özellikle Halk TV’nin çoğu ekran yüzünün işini çok iyi yapanlardan oluştuğu her programda dersini çalışmış, konusunu gayet iyi bilen ve hazırlıklı gazeteciler toplumun her kesimince soluksuzca izleniyor bunların hatırı sayılırı Ak Parti ve MHP seçmeni.

Türkiye’de tarihsel bakımdan basının ‘serbestliği’ ve ‘niteliği’ bir yana, hâlihazırdaki iktidarın hukuken iki yıl sürmesine karşın dokuz yıldır sona erdirmediği olağanüstü hal uygulamaları/siyaseti Türkiye’yi ve elbette basınını başka bir düzleme taşıdı. 

Milyonlarca yurttaşın seyrettiği-tercih ettiği iki TV kanalından söz ediyoruz. Sayısız yurttaş bu kanallardan haber alıyor, ülke siyasetini takip ediyor ve doğrusu onlar olmasa pek çok ‘sorun’dan sansürlenen haberlerden haberdar olması mümkün değil.

Özgür Basına verilen cezaların anayasayla/hukukla açıklanabilir bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Ben RTÜK’ün tarafsız bir kurum olarak görev yapmadığına inananlardanım.  

Bir konuk canlı yayında bir şeyler söylemiş, RTÜK harekete geçmiş, konuğun sözlerinin yoruma  açık ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini’ tespit etmiş, 10 gün yaptırım uygulamış, kararı hafta sonuna yakın tebliğ etmiş, salı günü kanallar karartma kararı verilmiş. Bir Mahkeme bile suçluya savunma hakkı veriyor.

Milyonların seyrettiği/haber aldığı, yüzlerce basın emekçisinin çalıştığı kanalları ‘Gözünün üstünde kaşın var’ zihniyetiyle cezalandırmak bu kadar kolay olmamalı. İktidarın coğunluğunu oluşturduğu bir kurumun kararının siyasi olmaması mümkünmü.? Evet kolay, diğer her şey gibi. Bir sonraki yaptırım ihtimali ise kanalın lisansını iptal etmekmiş meğer.

Demokratik bir siyasal rejimde yaşamayı talep eden ve ‘haber alma’ hakkı dahil anayasal hak ve özgürlüklerine düşkün bir yurttaş olarak Halk TV ve Sözcü TV’nin yanındayım. İki kanalın karartılması ve başlarında sallanan kılıç, halkın bir asırlık geçmişi olan bir hakkının bir kez daha sudan gerekçelerle yok sayılması anlamına geliyor.

Haklının yanında durmanın gerektiğine inanıyorum. Benim inancım ölünün ardından rahmet okunur. Çarpıldı diye ahlaksızca manşet yapan gazeteyi eleştiren TV’ye cezanın benim inancımda yeri yoktur. Düpe düz siyasi bir karardır.

Ezcümle, Sözcü ve Halk TV yaşamımızda yeri olan bir kanallar karartılmasın, susturulmasın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI