-
Veli Tiryaki
Tarih: 31-01-2025 15:45:00
Güncelleme: 31-01-2025 15:50:00
Suriye'de yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, (Türkiye tarafından terör örgütü olarak görülen ve çatı yapısını YPG'nin oluşturduğu) Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yöneticisi Mazlum Abdi ile arasında bu ayın başlarında Fırat'ın doğusu ve SDG'nin kaderini görüşmek üzere Şam'da yapılan toplantının ardından birkaç gün önce "Suriye'de yabancı savaşçı grupların varlığını kabul edemeyiz" açıklamasında bulundu.
Suriye'de Aralık 2024'te Beşar Esad yönetimini devirip Şam'ı ele geçiren İslamcı daha önce terör şimdi kahraman örgüt Heyet Tahrir eş-Şam'ın (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera, ülkenin geçiş dönemi devlet başkanı olarak atandıktan sonra ilk konuşmasında toprak bütünlüğü ve güçlü tek ordu vurgusu yaptı.
Eş-Şera, 1200 delege ve ülkenin ordu komutanlarına hitabında Suriye'deki tüm silahlı grupların feshedileceğini ve yeni kurulacak devlet kurumlarına entegre edileceklerini söyledi.
HTŞ'nin liderlik ettiği Askeri Operasyonlar Komutanlığı sözcüsü Hasan Abdulgani de 29 Ocak'ta "tüm silahlı askeri grupların ve siyasi ve sivil devrimci oluşumların" feshedileceğini duyurmuştu. Buna PKK/PYD’nin silahlı kanadı SDG den olumlu bir çevap gelmedi.
Geçiş hükümeti başkanı Eş-Şera, yönetiminin önceliğinin Suriye'nin toprak bütünlüğünün "tek bir makam altında" korunması olacağını ısrarla vurguladı.
Resmi açıklamalarda HTŞ'nin dağıtılıp dağıtılmayacağına dair bir ifade yer almadı.
Benzer şekilde Suriye geçici yönetimi makamlarından yapılan açıklamalarda "tüm silahlı grupların dağıtılacağı" söylense de ülkenin kuzeydoğusunu ABD’nin desteği kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve benzer grupların silah bırakıp bırakmayacağı muamma…
SDG komutanı Mazlum Abdi verdiği demeçte HTŞ ile "temel noktalarda görüş ayrılığı olmadığını" belirtmiş, Suriye'de tek ordu olması ve SDF'nin bunun parçası olması konusunda anlaştıklarını, SDG'nin Suriye'de düzenlenmesi planlanan ulusal diyalog kongresi ve geçiş hükümetine dahil olmak için çalışma yürüttüklerini de söylemişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, SMO’nun yeni kurulacak milli orduya katılma çağrısı yaptığını söylemişti.
Eş Şera, PKK ve YPG'yi "IŞİD meselesini kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanmakla" suçladı.
Taraflar çözümü nasıl algılıyor?
Ahmed eş-Şera güçlü kartlarla ve rejimin düşmesiyle sonuçlanan ezici bir zaferle desteklenen net bir yol haritasıyla müzakere masasına otururken Mazlum Abdi, meydana gelen değişiklikleri, uluslararası ve bölgesel havanın yeni duruma doğru tersine döndüğünü ve bölge ülkelerinin yeni yönetimin Şam üzerindeki kontrolünü memnuniyetle karşıladığının farkına varamadan eski rejimle müzakere ederken elinde tuttuğu kartlarla yeni hükümetle görüşmek istiyor.
Mazlum Abdi'nin 2 hayali var:
Geçmiş yıllarda Esad rejimiyle müzakere ettiği taleplerle tamamen aynı. Bunlardan birincisi, Arap nufusun çoğunlukta olduğu ve kabul etmeyeceği özel bir idari statüye ve diplomatik temsilciliği kabul etme ve ülkelerle anlaşmalar imzalama noktasına kadar geniş yetkilere sahip olan Özerk Yönetimin statüsünü korumak.
Mazlum Abdi başta Türkiyenin de kabul etmesi imkansız “ordu içinde bir ordu” anlamına gelen SDG'yi güvenlik ve askeri unsurları bakımından Şam'daki Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'na resmi, ancak sadece itibari olarak bağlı bağımsız bir oluşum olarak muhafaza etmek istiyor.
Abdi ABD desteği ile işgali altında tuttuğu ülkenin doğusundaki petrol ve doğalgaz kaynaklarının bir kısmının yanı sıra, Şam'ın Türkiye ve Irak sınırında konuşlanmasını kabul ettiği konuşuluyor.
Bu da Batının ve İsrailin SDG projesinin olduğu gibi kalacağı ve SDG'nin nominal olarak Şam'a bağlı olması nedeniyle Şam'ın Suriye'nin egemenliğini korumak için Türkiye ile karşı karşıya gelmesi gerektiği anlamına geliyor.
Ayrıca, Ahmed eş-Şera Fırat'ın doğusu ve SDG meselesinin çözümü için silahların devlete teslim edilmesi ve silahların devletle sınırlandırılması, SDG güçlerinin askeri bir yapı olarak değil, Savunma Bakanlığı ve kurulacak yeni ordunun üyeleri olarak orduya dahil edilmesi, yabancı uyruklu savaşçıların Fırat'ın doğusundan çıkarılması, Fırat'ın doğusundaki tüm devlet kurumlarının, petrol ve doğalgaz kaynaklarının yanı sıra, IŞİD dosyasının ve Uluslararası Koalisyonla koordinasyonun Şam'a devredilmesi gibi çeşitli adımları kapsayan oldukça esnek bir yol haritası sundu.
Şam, PKK ile bağlantılı Suriyeli SDG üyelerinin statüsünü çözmeyi ve Türkiye'nin PKK ile bağlantılı vatandaşlarının peşine düşmesini durdurmayı taahhüt ediyor.
Şera ayrıca yerinden edilmiş Kürtleri Afrin'e ve sürüldükleri tüm bölgelere geri dönmelerini sağlama, Suriye'deki Kürtlerin kültürel ve siyasi haklarını garanti altına alma ve Kürtlerin ulusal diyaloga ve siyasi sürece katılmalarını sağlama sözü verdi.
Bu da SDG'nin bu haritayı reddetmesi halinde ABD ve Avrupa'nın desteğini kaybedeceği ve Şam'ın sorunu başka yollarla çözme konusunda serbest kalacağı anlamına geliyor.
Şam'ın Fırat'ın doğusu meselesini çözmek ve Suriye coğrafyasını birleştirmek amacıyla Şam'ın teklifinin reddedilmesi nedeniyle ABD ve Avrupa'nın SDG'ye verdiği desteği kaldırarak SDG üzerinde baskı kurmak ve Kürt Ulusal Konseyi gibi Kürt bileşeninin tarihi hakları konusunda kendisiyle müzakere edecek bir Kürt siyasi alternatifi aramak ve SDG'yi müzakere masasına geri döndürmek için Türkiye ve Suriye Milli Ordusu (SMO) gruplarını sınırlı askeri baskı uygulamak üzere serbest bırakmak gibi çeşitli seçenek ve alternatiflere yönelmesi muhtemel.
Şam ayrıca SDG içindeki, özellikle Kandil kanadı ile Suriye kanadı arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanacak ve Suriye kanadının Kandil kanadı karşısındaki konumunu güçlendirecektir. Şam ayrıca SDG'nin sayısal gücünün yarısından fazlasını oluşturan Deyrizor Askeri Konseyi, Rakka Devrimcileri ve Sanadid Güçleri gibi SDG içindeki Arap oluşumlarla da iletişim kanalları açacak ve onlarla SDG liderliğinden uzak özel anlaşmalar yapmaya ve Savunma Bakanlığı içindeki statülerini düzenlemeye çalışacaktır.
Suriyeli Kürtler, SDG'yi, Mazlum Abdi'nin Erbil ziyaretine ve Suriyeli Kürtlerin taleplerini SDG'nin öncülüğünde bir araya getirmek için Mesud Barzani ile görüşmesine (ancak görüşme başarılı olamadı) rağmen, isteklerini ifade edemeyen melez bir yapı olarak görüyorlar, ancak toplantı başarılı olmadı.
SDG için ABD Başkanı Donald Trump'ın görevi devralmasıyla birlikte ABD'nin yakında Suriye topraklarından çekilme riski Kürtlerin hayalleri için büyük tehlike.
En büyük kriz ise SDG'nin kararlarının temelde İran'la bağlantılı olan Kandil kanadı tarafından kontrol ediliyor olması.
Bu yüzden eğer SDG, Batılı ülkelerin himayesini kaybederse Hizbullah benzeri İran'ın bir kolu haline gelmek üzere…
- 'Deprem fırtınasının' merkezindeki Santorini'de 3600 yıl önce ne yaşandı?
- EGE DENİZİNDEKİ UYUYAN DEV SANTORİNİ
- Tarihin tekerrürü: İsrail 3.ncü Kez Yenildi
- Büyük Piramit’in Yasak Odası: Keşfedilmeyi Bekleyen Sırlar
- Stratejik TUSAŞ’ı neden özel güvenlik koruyordu?
- ÇİN İN KURMAYA ÇALIŞTIĞI YENİ KÖLELİK SİSTEMİ İBRETLİK..
- Gerçek Faili Bırakıp, Taşeronla Uğraşmayalım...
- 1071 Malazgirt Zaferi, Türklerin Anadolu’ya ilk değil, son girişidir.
- Bugün Büyük Afetin 25'inci Yılı
- Modern Dünyanın Yakıtı ‘‘PARA’’, Modern Tefecilik
- Tülütabaklar !
- Korkmalımıyız...